İçeriğe geç
Anasayfa » Blog » Ramazan İlhamı

Ramazan İlhamı

Yazı yazmayalı bir hayli oldu. Neden bilmiyorum ama yazma ve okuma noktasında pek istekli değilim şu sıralar. Yerine bir şey koyabilmiş olsam neyse ama öyle sıradan, plansız günler geçiriyorum. Şükür iyiyim, bir sorunum yok şimdilik, o yüzden söylenmeyeceğim.

Biraz Ramazan üzerine sohbet edelim istiyorum.

Oruç tutanların bu yıl rahat olduklarını tahmin ediyorum. Kışın oruç tutmak hem oruç süresinin kısa olmasından, hem de havanın sıcak olmamasından ötürü daha rahattır.

Tabi yazın Ramazan da bir başka oluyor. Piknik tadında iftarlar vesaire hoş vakit geçirici şeylerin sayısı artıyor. Yani kışın sahurla iftar arası, yazın iftarla sahur arası güzeldir.

Ramazan’ın Kültürel Mirası

Türk milleti Ramazan’ı sadece bir ibadet olarak görmemiş, aynı zamanda köklü bir kültürel mirasa dönüştürmüştür. Osmanlı, hatta Selçuklu’dan bu yana süregelen geleneklerle Ramazan, toplumsal birlikteliğin, dayanışmanın ve paylaşmanın sembolü hâline gelmiştir. Osmanlı İstanbul’unda iftardan sonra yanan fenerler, Ramazan şenlikleri, kahvehanelerde sahura kadar anlatılan meddah hikâyeleri, zengin sofralarında ağırlanan ihtiyaç sahipleri, inanmayanların dahi içini hoş eden manzaralardı.

Birçok yabancı gezgin, Osmanlı’daki Ramazan atmosferini görünce şaşkınlıklarını anılarında kaleme almıştır. Şehrin dört bir yanını süsleyen mahyalar, camilerden yükselen ilahiler, iftar sofralarında bir araya gelen farklı sosyal sınıflardan insanlar… Ramazan, yalnızca aç kalmak değil; paylaşmak, hatırlamak ve bir araya gelmekti.

Ancak Ramazan, yalnızca fiziksel açlıkla sınanan bir ibadet değildir. Bu ayın en büyük özelliği, kişinin kendi nefsiyle yüzleşmesi ve ruhunu da arındırmasıdır. Sabır, hoşgörü, affetme, iyilik yapma ve kendini sorgulama… İşte Ramazan, bu yönleriyle de bir dönüşüm ayıdır. İnsan aç kalınca sadece yemeğe değil, sabırsızlığa, öfkeye, kötü alışkanlıklara da mesafe koyar. Dilimize, kalbimize ve niyetlerimize de oruç tutturmamız gerekir. Zaten Ramazan’ın gerçek anlamı da burada saklıdır.

Ramazan’ın bu kültürel ve manevi mirası, günümüzde bazı yönleriyle unutulmaya yüz tutmuş olsa da hâlâ bizleri bir arada tutan değerlerden biri. Geleneklere sahip çıkmak, eski Ramazan ruhunu yaşatmak bizim elimizde.

Biraz Anılar

Ben yedi yaşındayken oruç tutmaya başlamıştım. Öyle tekne orucu falan değil, bildiğimiz oruç. Tabii ki otuz gün tutmazdım ama en az on gün tutardım. Annem çok küçük olduğumu, oruç tutmama gerek olmadığını söylerdi ama çocukken benim için bir dayanıklılık testi gibiydi oruç.

Sanırım o zamanlar on yaşında olmalıyım. Ramazan bitince tatile gidecektik. Biz de tatile gitmeden önce her zaman Eminönü’ne gider, eksiklerimizi alırdık. O gün de öyle yapıyorduk. Ben yine oruçluyum tabii. Ama nasıl bir sıcak var, anlatamam dostlar. Küçücük veledim, alnımdan terler akıyor, ayaklarım yürümekten ağrımış, ağzımda tükürük namına bir damla kalmamış. Bizimkiler bana yalvarıyor su iç diye. Ama inat ettim, bozmadım orucumu. İnanın, o gün yaptığımı bu koca hâlimle yapabilir miyim, bilmiyorum.

Böyle hikâyeler bende çok var.

Yine bir keresinde babamla İstanbul’dan Karasu’ya gidiyoruz. Yeni aldığımız yazlığın tapu işlerini falan halledeceğiz işte. Yine en fazla dokuz yaşındayım. Bindik otobüse, gittik Karasu’ya. Öğlene doğru işlerimizi hallettik. Dönüş biletini falan almamız saat 17’yi bulmuştu. Yolda biraz trafik de olduğundan iftar vakti yoldayken geçmişti. Şoför bir dinlenme istasyonunda durmuştu herkes orucunu açsın diye. Babamla birlikte sadece bir pideyle iftar yapmıştık. Asla unutmadığım anılarımdan biridir.

Toparlayalım

Sözün özü dostlar, bu aydan keyif almaya bakın. Yardımlaşmanın tadına varın, büyüklerinizle, dostlarınızla sohbetler edin. İnanmayan biriyseniz bile Ramazan’ı sadece bir ibadet olarak görmeyin; bu ayın yardımlaşma ve paylaşma ruhuna ortak olun. Bir fakir giydirin, bir çocuğun sevineceği küçük bir şey yapın. Kültürel değerlerimize sahip çıkalım, çünkü bizi biz yapan bunlardır.

Tüm güzel dileklerim sizlerle, mutlu Ramazanlar dilerim.

Yeni bir yazıda görüşünceye dek hoşça kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir